Bingöl’ün Genç ilçesi ile Diyarbakır’ın Lice ilçesi arasında Ağustos 1992 tarihinde gözaltına alınan Mehmet Deniz Güzel’e, tutuklandıktan sonra Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) tarafından “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu Güzel’in, 30 yılın ardından “disiplin cezaları” gerekçe gösterilerek, 9 Ağustos 2022'de infazı yakıldı.

Kardeşinin cezasının bitmesine rağmen tahliye edilmemesine tepki gösteren Mehmet Emin Güzel, “Bu ceza hukuk dışıdır. Kürtlere karşı düşmanlık hukuku yürütülüyor” dedi. Güzel, kardeşinin tutuklandıktan sonra haftalarca Çewlîg’te işkenceye maruz kaldığını belirterek, “İşkencelerin ardından Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ne götürüldü ve burada 1 yıl tutuklu kaldı. Ardından Bartın E Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi. 1993’ten 2000’e kadar Bartın Cezaevi’ndeydi. 2000’den 2007’e kadar Kandıra Cezaevi’ndeydi. Ardından Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edildi. O günden bu yana Bolu’da” diye belirtti.

CEZASI 7 YIL UZATILDI

Kardeşine verilen cezanın hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Güzel, "Avukatlar dosyalarına baktıklarında tutuklanamayacağını söylüyorlar ama tutuklandı. Müebbet hapis cezası verildi. Beraatlık dosyalar müebbetle sonuçlanıyor. 2005- 2008 ve 2010 yıllarında kardeşime 3 kez hücre cezası verildi. Bu cezalardan biri slogan attığı gerekçesiyle verildi. Aynı gün içerisinde aynı gerekçeyle tekrar hücre cezası verildi. Her iki ceza da 2005’te verildi. Bir diğer ceza ise koğuşlarına bakan kamerayı kırdığı gerekçesiyle verildi ama öyle bir şey yok. Kamerayı özel alanlarını çektiği sebebiyle örtmüş ama kamerayı kırdığı gerekçesiyle ceza verilmiş. Bu disiplin cezaları nedeniyle kardeşimin 30 yıllık cezası bitmesine ve 9 Ağustos 2022'de tahliye olması gerekirken infazı yakıldı. 2020’de bu hücre cezalarına karşın Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunduk. Ama dosya hala Yargıtay’a gönderilmedi. Dosyayı sümen altı etmek istiyorlar. Çünkü onlar da biliyor eğer dosya Yargıtay’a giderse cezalar bozulur. Kardeşimin tutukluluğunu bilerek uzatıyorlar. Çünkü bu cezalar bozulursa kardeşim tahliye edilir. Hem hukukçular hem de bu cezaları verenler, uygulamanın hukuk dışı olduğunu çok iyi biliyorlar. Ancak bu cezalardan kaynaklı kardeşimin infazı yakıldı ve 7 yıl daha tutuklu kalacak” dedi.

ANNESİNİN CENAZESİNE KATILAMADI

Kardeşinin 30 yıllık cezası süresince kendilerinden uzak kentlerde tutulduğunun altını çizen Güzel, “Bu süreçte annem ve babam hayatını kaybetti. Annem ve babam, hastalıkları ve mesafenin uzun olmasından dolayı uzun süre kardeşimin görüşüne gidemediler. Annem 2010 yılında babam ise 2014 yılında yaşamını yitirdi. Annemin cenazesine katılmasına izin vermediler. ‘Çözüm süreci’ zamanında babam hayatını kaybettiğinde cenazeye katılmıştı. Birçok kez de yollarda kaza yaptık. Gidiş gelişler çok zahmetli. Bu da bir devlet politikasıdır. Amed’de yaşayan ailelerin çocuklarını Türkiye’nin şehirlerine sürgün ediyorlar. Ailesi İstanbul’da yaşayan tutukluları ise Kurdistan’ın şehirlerine sürgün ediyorlar” diye belirtti.

ÖLDÜRME POLİTİKASI UYGULANIYOR

Kardeşinin İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) ağır hasta tutuklular listesinde olduğunu aktaran Güzel, cezaevindeki uygulamalara dair şunları söyledi: “Kardeşimin Hepatit B ve mide hastalıkları var. Bu hastalıklara cezaevindeyken yakalandı. Mide hastalığından dolayı cezaevindeki yemekleri yiyemiyor. Zaten yemekler de sağlıklı değil. İyi bir tedavi de uygulanmıyor. Tedaviye götürülmeleri ayrı bir işkence. Kelepçeli bir şekilde hastaneye götürüp, darp ediyorlar. Bu yüzden birçok tutuklu hastaneye gitmiyor. Birçok hasta tutuklu tedavi edilmediği için yaşamını yitirdi. Hasta tutuklular bir an önce serbest bırakılmalıdır. İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla çok sayıda mahkûmun infazı yakıldı. Elektrik paralarını kendileri vermelerine rağmen kullanımında israfta bulundukları gerekçesiyle infazları yakılıyor. Bu ceza hukuka aykırıdır. Kürt tutuklulara karşı düşman hukuku yürütülüyor. Cezaevlerinde tutukluları öldürme politikası uygulanıyor.”

'DURUMUNDAN ENDİŞELİYİZ'

Konuşmasının devamında cezaevlerindeki hak ihlallerinin arttığına işaret eden Güzel, “Kardeşimin durumundan endişeliyiz. En son 2 ay önce görüşüne gittim. Kıyafet, kitap, terlik gibi eşyaların sınırlandırıldığını söyledi. Yani sadece bir terlik kullanabiliyorlar. Son dönemlerde Kürtçe kitaplar cezaevlerine alınmıyor. Diğer kitaplar ise sınırlı bir şekilde alınıyor. Yemek de sorun, porsiyonları küçültüyorlar. Cezaevlerinde hala pandemi koşulları var. Spor, atölye, tutukluların birbirlerine gidiş gelişi yasak. Bazı cezaevlerinde havalandırmaların üzerinin kapatıldığını duyduk” ifadelerini kullandı.

SÖZ KONUSU KÜRTLER OLUNCA…

Kamuoyunun yeteri tepki vermediğine dikkati çeken Güzel, şöyle devam etti: “Tutuklu aileleri, hasta tutuklular ve infazı yakılan tutuklular için Adalet Nöbeti başlatmıştı fakat talepleri yerine getirilmedi. HDP dışında söz veren hiçbir parti sözlerini yerine getirmedi. DEVA Partisi, CHP, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi ile görüşme gerçekleştirdik. Onlar da tutukluların sesi olacaklarını söylediler ama hiçbir adım atmadı. CHP ikinci kez tutuklu ailelerine randevu vermedi. Hukuk ve adaletten bahsediyorlar ama hukuku ve adaleti yerine getiremiyorlar. CHP iktidar olduklarında hak ve hukuku yerine getireceklerini söylüyor fakat söz konusu Kürt tutuklular olunca sağır ve kör oluyorlar.”