On şehirde büyük yıkıma yol açan 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından afet bölgesinde bulunan ve enkaz altından 28 kişiyi canlı çıkaran Muğla Büyükşehir Belediyesi arama-kurtarma ekipleri, bölgede enkaz kaldırma çalışmalarının başlaması nedeniyle Muğla’ya döndü.

Afet bölgesinden dönen ekipler, bölgede yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

Münyamin Kalkan: “Ortalık savaş alanı gibiydi. 8 katlı binanın altında çalışırken artçı sarsıntılar olmaya devam ediyordu. Bina ağır hasar almıştı ve çökme ihtimali vardı. Aldığımız eğitimler ve tecrübelerimiz olsa da riskli çalışmalar yoğunluktaydı. Deprem bölgesine vardığımızda büyük bir felaket olduğunu gördük. Ortalık adeta bir savaş alanıydı. Cehennemden farksızdı. Her enkazın altından sesler çıkıyordu. Kurtarma çalışmalarına başladık. İlk gün bir bebeği ve orta yaşlı bir kişiyi kurtardık. En büyük sıkıntıyı koordinasyon ve haberleşmede yaşadık. İnsanlar birbirlerine ulaşamadı. Ulaşım ve iletişim olsaydı bazı şeyler daha farklı olurdu. Zaman geçtikçe umutlarımız da azaldı. 7 katlı 8 katlı binaların altında çalıştık. Devamlı sarsıntılar oluyordu. Bu sarsıntılara rağmen dışarı çıkıp yeniden binaların altına girdik. Çalışma alanı çok risk taşısa da enkaz altında kalan vatandaşlarımızı çıkartmaya çalıştık.”

Murat Can Öztürk: “Depremin hemen ardından Hatay bölgesine intikal ettik. Olay yerine ulaştığımızda felaketin ne derece de büyük olduğunu gördük. İnsanların feryatlarını, çırpınışlarını duyduk. Binalar yerle yeksan olmuştu. Daha önce Gölcük Depremi’ni gördüm. Böylesiyle ilk defa karşılaştım. Bölgede elektrik, su iletişim hiçbir şey yoktu. Göçük altında kalanları çıkarmaya başladık. Ekip olarak bulup çıkartamadığımız hiçbir vatandaşımız kalmadı. Emre isimli 19 yaşında bir arkadaşımıza ulaştık. 12 saatlik bir çalışma sonucunda enkazdan çıkarttık. Bu sırada artçı depremler oluyordu. Enkazlardan 28 vatandaşımızı çıkarttık. En son 29 yaşında Rabia isimli bir arkadaşa 152’nci saatte ulaştık.”

Yavuz İlhan: “Hatay’a girdiğimiz ilk gün ‘Nasıl cehennem çukurundayız’ dedik. Yıkılmamış bina kalmamış. Gördüğümüz her şey yıkılmış. İlk gün girdiğimiz binada 1,5 yaşında bir bebeği 2,5 saatlik bir çalışmanın ardından çıkarttık. Annesine teslim ettik. Bir hayatı kurtarmanın verdiği mutluluğu tarif etmek mümkün değil. O bebeği oradan çıkartmak bizlere güç verdi, ilham verdi. Bebeği kurtarmanın verdiği güçle enkaz altından diğer yaralıları kurtardık. Riskli binalar vardı. Yan yatmış binalar vardı. Bu binalar artçı depremlerde yıkıldı.”