Özcan Karabulut'un 1996 yılında çıkardığı Düşler Öyküler dergisi, 1997 yılında Ankara Öykü Günleri'ni başlatmış. Bu da, Kasım 2003 'te 69. Uluslararası PEN. Dünya Kongresi'nde onaylanan Dünya Öykü Günü'nü doğurmuş. Ardından, 2003 yılında edebiyat dünyasının gündemine yazar Özcan Karabulut’un önerisiyle giren Dünya Öykü Günü, Uluslararası PEN ve diğer edebiyat örgütleri tarafından kabul edilmiştir. Özcan Karabulut, “İnsanı insan yapan düşleridir, siz yeter ki düş kurun ve düşünüzün peşinde koşun. Biz öykücüler bir düş kurduk ve düşümüzün gerçekleştiğini gördük,” diyor.

BU YIL ADNAN ÖZYALÇINER YAZDI

Yeni bir çağ dönümünde, 2022 yılında, öykünün hep genç kalan bilge ismi Adnan Özyalçıner, Dünya Öykü Günü Bildirisini kaleme aldı:

 “ÖYKÜ YENİDEN YARATIR

Yaşamla iç içedir öykü. Yaşamın bir parçası. İnsandır. Doğayla, toplumla bütünleşen.

Tanıktır öykü. Aydınlığın da karanlığın da tanığıdır. İnsanların yarattıkları güzelliklerle zenginlikler eşitçe paylaşılsın der/demiştir.

Acı çekilmesine/çektirilmesine, ölüme/öldürülmelere karşıdır. Acıyı sevince, savaşı barışa çevirmektir amacı. Başkaldırıcıdır.

Çoğuldur öykü. Tek bir insanı anlatıyor olsa da çoğuldan/çoğulluktan yanadır.

Sevgidir öykünün dili. Sevmek, sevilmektir. Sevinçle mutluluğun egemen olduğu/olacağı bir şenliktir öykü.

İnsanın insanca, en insanca yaşayacağı/yaşayabileceği bir ülke, bir dünyadır öykü.

Duygularını, düşüncelerini özgürce ifade edebileceği, serbestçe yayabileceği bir ülke, bir dünyadır. İnsancıl bir dünya…

Öykü belirli bir süreç içinde gelişir/gelişmiştir. Bu süreç içinde bulunulan yeri, zamanı, yaşananları ele alarak -gerekiyorsa geçmişle gelecekle- bağlantılarını kurar. İster topluma ister doğrudan bireye yönelik olsun, uyumlarla uyumsuzlukların, ilişkilerle çelişkilerin yarattığı olaylardaki değişende değişmeyeni yakalar.

Böylece yaşam öyküyü, öykü yaşamı var eder/etmiştir. Yaşananlarla/yaşatılanlarla bütünleşerek.

Öykü yeniden yaratır. Yeniden! Yeniden!”