Pamukkale Üniversitesi’nin yemek ihalesi tartışmalarına yanıt veren üniversite rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, “Bu skandalı ben oluşturmadım. Bu yönde haberler çıkabilir. Evet, rapor var elimizde, doğrudur. Bu bir görev ihmali değildir, bu üniversitemizin her bir noktasında görevliler vardır. Ben atom karınca ve süpermen Rektör de değilim” dedi.
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]P[/mks_dropcap]amukkale Üniversitesi Hastanesi’nde ekim ayında üç yıl için 32 milyon 500 bin lira bedelle yapılan yemek ihalesinin tartışmaları sürüyor. CHP Denizli Milletvekili Melike Basmacı’nın konuyu Meclise taşıyarak, daha önce üniversitenin kendi olanaklarıyla 5 milyon liraya mal ettiği yemeğin, yılda 11 milyon liraya ihale edildiğini söyleyerek sağlık bakanını göreve çağırmıştı. Olayın TBMM’ye taşınmasının ardından ihaleyi kazanan firmanın sahibi Öztürk Taştan, basın toplantısı düzenleyerek iddiaların gerçeği yansıtmadığını, CHP Milletvekili Melike Basmacı aleyhine tazminat davası açacağını söylemişti. REKTÖRDEN SAVUNMA Olayla ilgili Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, basın toplantısı düzenledi. Bağ, ihalenin neden yapıldığını ve süreci anlatarak, üniversitenin SKS Daire Başkanlığı kanalıyla üç yıl yemek verdiğini, bu sırada sağlığa aykırı gıda maddeleri kullanıldığını, bunun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından tespit edilerek Türk Gıda Kodeksi’ne uygun olmayan ayçiçek yağı ve zeytinyağına el koyduğunu söyledi. Basın mensuplarının bunun sağlık skandalı olduğu yolundaki sözlerini yorumlayan Bağ, “Bu skandalı ben oluşturmadım. Bu yönde haberler çıkabilir. Evet, rapor var elimizde, doğrudur. Denetlendi, bu şekilde raporlaştırıldı, dosyaya kondu. Ben bildiğimi okuyorum diye uygulamanın olduğunu görüyoruz. Aynı yemekten ben de yiyorum, öğrencim de yiyor, personelim de yiyor. Bu yağ hepsi için kullanılıyor. Bunun uygun olmadığını biz söyledik. Benim haberdar olmam zaman alıyor. Hepsine bakamam. SKS Daire Başkanı görevine yapmamıştır. Yağları kullanan aşçımız yapmamış, bunu kullanmaya devam etmiş. Bu şekilde haber çıkmasından gocunacak, saklayacak değiliz. Bu şekilde ifade edilebilir. Ben bunun bu şekilde ifade edilmesini de isterim zaten” dedi. ŞİKAYETLE ORTAYA ÇIKTI Bağ, yemekhanenin ihalesinin 2015 yılında çıktığını ve ihale miktarının tahmini bedelden yüksek olduğu öngörülerek ihalenin iptal edildiğini söyleyerek, “Yaklaşık maliyetinde yüzde 35 üzerinde olduğu söylenmiş, yemeğin de kurum tarafından yapılması öngörülmüş, üretimine başlanmış. Maliye Bakanlığı’na 83 kişilik elemanın çalıştırılması yönünde izin yazısı yazılmış, cevap gelmemiş, 2016 yılında yazı tekrarlanmış, yine cevap gelmemiş. Ama yemeğin kurum tarafından üretilmesine devam edilmiş. Bu yıl 30 Mart’ta bir kişi Pamukkale Üniversitesi’nde izinsiz ve usulsüz olarak personel çalıştırıldığı yönünde şikayette bulunuyor. Maliye Bakanlığı inceleme başlatıyor. Bu konuyu YÖK Denetleme Kurulu’na sevk ediyor. YÖK Denetleme Kurulu da inceleme sürecini başlatıyor. Bizim de bu durumdan haberimiz bu şekilde oldu. Bize izin verilmediği için ihaleye çıkmak zorunda kaldık” dedi. “ATOM KARINCA YA DA SÜPERMEN REKTÖR DEĞİLİM” Öğrencilerin, personelin, hastaların aynı mutfaktan çıkan yemekten yediğini belirten Bağ, “Bununla ilgili yasal işlemleri başlattık, gerekli tedbirleri aldık. Bu bir gıda terörüdür, böyle iddia ediyorum. Geç kaldığımızı da söylüyoruz. Geldiğimiz günden beri birçok konuda işlem yapıyoruz. Bize verilen bilgiler her şey güzel, her şey yolunda, yemeği kendimizi yapıyoruz. Her şey yolunda devam ediyoruz şeklindeydi. Bir Rektör olarak mutfağa girip, yemeği nasıl pişiriyorsunuz, nasıl gıda kullanıyorsunuz diyecek, faturaları inceleyecek değilim. Böyle bir rektör mü bekliyorsunuz. Biz her şeyi hem YÖK Denetleme Kurulu’na, hem Sayıştay denetçilerine sunuyoruz. Bu bir görev ihmali değildir, bu üniversitemizin her bir noktasında görevliler vardır. Ben atom karınca ve süpermen rektör de değilim. Belli özelliklerimiz, yeteneklerimiz var” şeklinde konuştu. dokuz8HABER / DHA