İHD’nin dün Yüksel Caddesi’nde polis engeli ve gözaltılar nedeniyle açıklayamadığı raporun metni yayımlandı. Raporda, Yüksel eylemleri ilk gününden kronolojik bir şekilde ele alınarak anlatılırken, bir yıldır yaşanan polis şiddetine ve hak ihlallerine yer verildi.
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]İ[/mks_dropcap]nsan Hakları Derneği (İHD), “İşimizi geri istiyoruz” eyleminin birinci yıldönümünde Yüksel Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde dün basın açıklaması gerçekleştirerek direnişin 1. yılına ait hazırladığı bilançoyu açıklamak istemişti. Polisin izin vermemesi ve gözaltıların olması nedeniyle açıklanamayan “Birinci yılında Yüksel direnişi raporu”nu yazılı olarak yayımlandı. EYLEMİN BAŞLANGICI Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın KHK ile işlerinden atılmalarına ve eylemlerine başlama süreçlerine ve geçtiğimiz 1 yılda yaşananlara dair bilgilerin yer aldığı 31 sayfalık raporda şunlara yer verildi: “Nuriye Gülmen işinden ihraç edildikten sonra 9 Kasım’da basın açıklaması için Yüksel Caddesi’ne gitti. Ancak yüzlerce polisin önce önlem alması ve sonra gözaltı yapması ile eylem sona erdi. Gülmen 10 Kasım’da da saat 13.30’da basın açıklaması yapmak için yine Yüksel Caddesi’ne geldi fakat tekrar gözaltına alındı. Gülmen, her gün gözaltına alınmasına rağmen eyleminden vazgeçmedi. Eylemin 6. gününde 20 yıllık öğretmen iken KHK ile görevden atılan Acun Karadağ, 13. gününde Mardin’de sınıf öğretmenliği yaparken KHK ile işinden atılan Semih Özakça, 14. gününde 5 Temmuz 2000 tarihinde Burdur Cezaevinde iken mahkûmlara yönelik operasyon sırasında kepçe ve dozerlerle cezaevi duvarlarının yıkılması sırasında sağ kolunu kaybeden, cezaevinden çıktıktan sonra Ankara içişleri bakanlığı nüfus işleri genel müdürlüğünde memur olarak çalışmaya başlayan ve KHK ile işinden olan Veli Saçılık katıldı. AÇLIK GREVİ BAŞLADI 9 Kasım tarihinden beri her gün (20 gün) gözaltına alınan Gülmen ve Özakça ilk defa 28 Kasım günü gözaltına alınmadılar. Polisin müdahalesi olmaksızın açıklamalarını yaptılar. Ancak devam eden günlerde işkenceli gözaltılar devam etti. 2016 yılı işkenceli gözaltılar ile geçerken 2017 yılında da aynı uygulamalar devam etti. Gülmen ve Özakça 9 Mart’ta yaptıkları açıklama ile 11 Mart’ta yani eylemlerinin 120. gününde açlık grevine başlayacaklarını duyurdu. Bu yapılan açıklamanın ardından savcılık talimatı ile gözaltına alındılar. Ancak kararlarından vazgeçmeyen Gülmen ve Özakça 11 Mart’tan itibaren açlık grevine başladılar. MİLLETVEKİLLERİ AÇLIK GREVİNE GİRDİ 10 Mayıs 2017’de CHP’li vekiller Orhan Sarıbal ve Ali Şeker, 63 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumlarına dikkat çekmek için Meclis’te açlık grevine girdi. 12 Mayıs 2017’de 103 edebiyatçı, KHK ile ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için 65 gündür açlık grevinde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın taleplerinin yerine getirilmesi için yetkililerin acilen devreye girmesi çağrısında bulundu.” AÇLIK GREVİNDE TUTUKLANDILAR Gülmen ve Özakça’nın, açlık grevlerinin 75. gününde evlerinden alınarak 23 Mayıs Salı günü tutuklandıklarına yer verilen raporda, “Açlıkla hak arama yolunu seçmek zorunda kalan Gülmen ve Özakça’ya destek dalga dalga yayıldı Türkiye’nin hemen, hemen her köşesinden yurttaşlar Gülmen ve Özakça’ya destek oldular” denildi. ESRA ÖZAKÇA DA AÇLIK GREVİNE BAŞLADI Raporun devamında şunlar kaydedildi: “13 Mayıs 2017’de Açlık grevinin 66’ncı gününü geride bırakan Nuriye Gülmen’in kardeşi Beyza Gülmen de Eskişehir de ablasına destek amacıyla açlık grevine başladı. 23 Mayıs 2017’de İşlerine geri dönmek için 175 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile birlikte eşinin tutuklanmasının ardından Esra Özakça’nın ve annesi Sultan Özakça da açlık grevine başladı. DESTEK OLAN YÜZLERCE KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Onlarca kurum, insan hakları örgütleri, milletvekilleri, sanatçılar, gazeteciler… Açıklamalar yaparak sağlık durumları kritik seviyeye ulaşan Gülmen ve Özakça için yetkililerin devreye girmesini istedi. Onlarca kişi hem işlerini geri istedikleri hem de Yüksel Caddesi eylemcilerini destekleyen eylemler yaptılar Türkiye’nin çeşitli kentlerinde. Ancak hemen hemen hepsinin yaşadığı gözaltı, darp ve kötü muamele oldu. Malatya’da, Aydın’da, İstanbul’da, Kayseri’de, Muğla’da, onlarca açıklama, yüzlerce gözaltı yaşandı. SAĞLIK SORUNLARI BAŞLADI 7 Haziran 2017’de İki eğitimcinin tutukluluk öncesi muayenesini yapan Doktor Benan Koyuncu Gülmen ve Özakça’nın kalp yetmezliğine gidişlerinin başladığını söyledi. 25 Eylül 2017’de Nuriye Gülmen, akşam Numune hastanesine sevk edilerek yoğun bakıma alındı. 20 Ekim 2017’de Semih Özakça tahliye edildi ancak Nuriye Gülmen hala cezaevinde. Nuriye ve Semih ile birlikte sadece “işimizi geri istiyoruz” diyerek yola çıkan Acun Karadağ ve Veli Saçılık eylemlerine devam etti. YÜKSEL ESNAFINDAN POLİSE TEPKİ 23 Mayıs 2017’de Ankara yüksel Caddesindeki insan hakları anıtının çevresi bariyerlerle kapatıldı. Yüksel caddesi, Konur Sokak ve civar esnafı polis ablukası nedeniyle iş yapamaz hale geldiklerini, kendi yaşamlarını sürdürebilmek için işyerlerinin devamına nasıl ihtiyaçları varsa bu insanların işlerini geri istemelerinin de hak olduğunu ve bunun için dövüldüklerini görmek istemediklerini sıklıkla dile getiriyor. SAVUNMA HAKLARI ENGELLENDİ Gülmen ve Özakça’nın duruşmalarından 2 gün önce gözaltına alınıp tutuklanarak Gülmen ve Özakça’nın savunma hakkı engellendi. Tutuklanan avukatların isimleri: Didem Baydar, Şükriye Erden, Ayşegül Çağatay, Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Zehra Özdemir, Yağmur Ereren, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Aycan Çiçek, Naciye Demir, Behiç Aşçı, Barkın Timtik ve Özgür Yılmaz. ZEHİRLİ GAZ KULLANILDI Gülmen ve Özakça açlık grevi eylemine devam ederken onlara destek olmak için ve işlerine geri dönmek isteyen emekçiler "işimizi geri istiyoruz" eylemine devam etti. Ankara'nın en merkezi yeri olan bölgede neredeyse her gün polisin biber gazlı müdahalesine rastlanıyor. Polis müdahaleler sırasında kapsüllü gaz yerine sadece eylemcileri yakın mesafeden hedef alan ‘Model 5’ adlı tüp içine sıkıştırılmış, turuncu renk ve yapışkan özelliği olan, omuzdan sıkılan bir biber gazı türü kullanıyor. Ankara Tabip Odası'nın (ATO) incelemeleri sonucu, ‘Model 5’ adlı tüpten çıkan biber gazının eylemcilerin sindirim sistemine zehirli etkide bulunduğu ortaya çıktı. EYLEMCİLERE PARA CEZALARI KESİLDİ Yüksel Caddesi eylemlerinin simge isimlerinden olan Veli Saçılık bugüne kadar 50'den fazla gözaltına alınıp, serbest bırakıldı. Saçlılık’a kesilen para cezası 7 bin TL'yi aştı.