Sağlık Bakanlığının 2015 yılında 180, 2016 yılında 129 ve 2017 yılında 122 sağlık çalışanın intihar ettiğini açıkladığını hatırlatan SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, "Bu büyük rakamlar bizi dehşete uğratmıştır. Sağlık çalışanları ölüyor ancak Sağlık Bakanlığı ne yapıyor diye sormak gerekir" dedi.
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]S[/mks_dropcap]ağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi sağlık sektöründe artan intiharları ve nedenlerini hazırladığı bir rapor ile kamuoyuna duyurdu.  SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, "Sağlık hizmetlerinin ticarileştirilemesi ile başlayan süreç AKP iktidarının Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık hizmetleri toplum yarından daha çok işletme mantığının öne çıktığı bir anlayışla verilmiştir. Mevcut haliyle üretilen sağlık hizmeti toplum yararına olmadığı gibi sağlık hizmetini üreten sağlık çalışanları mutsuz. Ve her geçen gün artan intiharlarla sağlıkçılar gündem olmaya devam ediyor" diye konuştu. "BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI" "İntiharla kaybettiğimiz sağlık emekçileri, sağlık çalışanlarının sağlığı ile ilgili buzdağının görünen kısmıdır" diyen İbrahim Kara sözlerine şöyle devam etti; "Psikososyal riskler başlığında daha bütünlüklü ele almamız gereken devasa işçi sağlığı sorunları. Tükenme, şiddet, mobing, kronik yorgunluk, işyeri stresi, depresyon, başağrısı, uykusuzluk, kalp damar hastalıklar, düşükler vb. İş(çi) cinayeti olarak kabul edebileceğimiz intiharlar, tıpkı diğer iş(çi) cinayetlerinde olduğu gibi emek rejiminin, sağlık hizmet üretiminin olumsuzluklarının yansıması, saklanmayan gerçekliği olarak değerlendirilmelidir." "RAKAMLAR DEHŞET VERİCİ" Sağlık Bakanlığının CHP Milletvekili Murat Emir’in soru önergesine verdiği cevapta; 2015 yılında 180, 2016 yılında 129 ve 2017 yılında 122 sağlık çalışanın intihar ettiğinin bildirildiğini hatırlatan Kara, "Bu büyük rakamlar bizi dehşete uğratmıştır. Ve sağlık çalışanları ölüyor. Ancak Sağlık Bakanlığı ne yapıyor diye sormak gerekir" dedi. İNTİHARLARIN NEDENLERİ "Bu konuda sendikamız tarafında hazırlanan raporda bu intiharların nedenlerini araştırmaya çalıştık ve intiharları önlemenin mümkün olduğunu, bunun için yapılacaklar konusunda önerilerimiz paylaşacağız" diyen Kara intiharların nedenlerini şöyle sıraladı: ÇALIŞMA YAŞAMI TOPLUMSAL YAŞAMI ETKİLİYOR * İntiharların işle ilişkisi kolay kurulamamakta, çoğunlukla kişinin özel yaşantısındaki sıkıntılarıyla nedenselleştirilmektedir. Oysaki Çalışma yaşamının sorunlarının toplumsal yaşamı etkilediği nettir. SAĞLIKTA PERFORMANS UYGULAMASI *Sağlıkta performans uygulaması, güvencesiz çalışma, ücret güvencesizliği ve gelecek güvencesizliği belirsizlikler yaratmaktadır. MESLEKLERİN İTİBARSIZLAŞMASI *Mesleklerin itibarsızlaşması, meslek tanımlarının ve işin belirsizliği çalışanları işine yabancılaştırmaktadır. UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ *Uzun saatler çalışmak, sık nöbetler, iş yükünün yoğunluğu sosyal yaşama katılımı engellemektir. KURUM YÖNETİCİLERİNİN BASKICI TUTUMLARI *Yabancılaşma, yaptığı işi kontrol edememe ve yönetime katılamama, kurum yöneticilerin baskıcı tutumları çalışma yaşamını zorlaştırmaktadır. SORUŞTURMALAR MOBİNGE DÖNÜŞTÜ *Sağlık politikalarının yaratığı olumsuz sonuçların sorumluluğunu iktidara değil de basın ve şikayet telefon hatları üzerinde çalışanlara yansıtılması, sıklaşan soruşturmalar mobinge dönüşmüştür. SORUNLARINI KONUŞABİLECEKLERİ MEKANİZMALAR YOK *Sağlık çalışanların yaşadığı psikososyal sorunlarını konuşabileceği mekanizmalar bulunmamaktadır. SENDİKALARIN ÇALIŞMALARININ ENGELLENMESİ *İntihara karşı önemli direnç noktalarından biri olan dayanışma, örgütlenme ve mücadele yapıları olan sendikalar iken yasalardan ve yöneticilerin tutumlarından kaynaklı olarak sendikaların çalışmaları ve etkinlikleri engellenmektedir. Çalışanlara yapılan baskılarla yandaş sendikaya üye yapılmakta, sendikal mücadele çarpıtılmaktadır. Psikososyal risklerden korunmanın önemli araçlarında biri olarak örgütlenme bir çok çalışma da gösterilmiştir. Buna rağmen sağlık alanında öne çıkan yandaş sendikalar sağlık emekçilerinin sorunlarını görünmez kılmış, bizzat kendileri özgün bir psikososyal risk haline gelmiştir. OHAL VE KHK REJİMİ *OHAL ve KHK rejimi ile biriken sorunların katlanması ve çözümsüzlüğün süreğen hale geleceğine olan inanç pekişmiştir. Güvencesizliklere toplumsal güvencesizlik de eklenmiştir. "KİŞİSEL SORUN DENİLEREK ÜZERİ ÖRTÜLMEYE ÇALIŞILIYOR" "Tüm bu çalışma koşulları ve memleket halinin yarattığı intiharları kişisel sorun denilerek üzerinde üzerinin örtülmeye çalışılmaktadır" diyen Kara sözlerine şöyle devam etti: "SES olarak, intiharların altında yatan gerçekleri deşifre etmeye ve değiştirmeye yönelik mücadelemizi sürdüreceğiz. Demokratik ve insanca yaşanacak bir Türkiye için öncelikle OHAL kaldırılmalı, KHK’lar iptal edilmelidir. Her türlü çatışma ve ötekileştirici söylemden ve uygulamadan vazgeçilmelidir. Bunlar yeter mi, yetmez tabii ki; insanların ölümüne neden olan çalışma ortamının da yaşanılır bir hale getirilmesi gerekir. Öncelikle SDP programında vazgeçilmelidir."